Federasyon Yazısı

Kanada Alevi Derneği Başkanı, Salman Vural

1-Kanada’da örgütlü Aleviler olarak yurtdışından baktığınızda AKP hükümetinin „Alevi Açılımı“ adı altında gündeme getirdiği “Cemevlerinin Hukuki Statüsü ve Geleneksel İrfan Merkezlerinin” açılmasını hedefleyen projeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Salman Vural: “Alevi Açılımı” gecikmiş, oyalama bir projedir. İçeriğinin de tam olarak nelerin de olduğunu bilmediğimiz, samimiyeti olmayan projedir.

2- AKP ve Diyanet İşleri Başkanlığı iki kırımızı çizgisini yeniden hatırlatarak, “Aleviliğin İslam’ın dışında bir yol olarak tarif edilmez” ve ”Cemevlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmez” diyerek Cemevlerine ibadethane olarak tanımadan “Cemevlerine Hukuki Statüsü” vermek istiyor. Cemevlerine sadece “elektrik, su parası verelim ve arsa konusunda yardımcı olalım” derinliğinde öneriler sunuyor. Alevi kurumları bunu nasıl değerlendirir misiniz?

Salman Vural: Vatandaşlık görevlerimizi yerine getirdiğimiz bu ülkede, her türlü vergilerimizi ve vatandaşlık sorumluluklarımızı yerimize getiriyoruz. Fakat söz konusu inançsal haklarımız olunca, tanınmıyoruz. Cami nasıl ki bir ibadethane ise, Cemevi’de bir ibadet yeridir. Devlet her inanca eşit bakmalıdır ve bunları laiklik ve inanç özgürlüğüne göre düzenlemeledir. Cemevlerini tanımlamak yerine, devletin asli görevi Alevilerin beyanın esas kabul edip, Cemevelerini ibadet yeri olarak tanımalıdır.

3- Dedelere maaş ve devlet icazetli memur dedelik önerisine nasıl bakıyorsunuz?

Salman Vural: Dedelik Aleviliği yolunu sürdürülmesinde önemli bir hizmet yeridir. Dedeler devlet memuru olamaz. Halka ve Hakka hizmet için var olan dedelerimiz, devlet maaşına bağlı olursa, halka değil, devlete hizmet verir. Maaş bordosuna mahkûm olurlar.

4- Kanada ve Avrupa Alevi hareketinin genel kazanımları ile Türkiye’de Alevilerin karşı karşıya kaldıkları sorunları ve AKP’nin Alevilere yönelik tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Salman Vural: Tüm siyasi Partiler için geçerlidir bir kere hangi kurum olursa olsun laikliğin anlamını iyi tanımlamalı kurumlar ve insanlar karşılıklı konuşarak ortak çözümler üretmelidir. Kanada’da inanç özgürlüğünün çözümü içine insan hakları ve evrensel inanç özgürlüğü referans alınır. Esas olan dinin özel alana, siyasal olanın da kamusal alana taşınması lazım. Devlet dini olmaz. Din bireye aittir. İnanmak ya da inanmamak insan hakkıdır. Devlet bunu güvenceye alacak çözümler üretmelidir.

5- Laiklik mücadelesi sizce ne kadar önemli, gerçek laiklik için mücadeleye dair öneriniz nelerdir?

Salman Vural: Laiklik için mücadele çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir. Hükümetler laikliği inançların gerçek özgürlüğü olarak kabul etmelidir. Halka tanınması gereken özgürlükler laikliğin ürünüdür. Türkiye’nin en temel sorunu gerçek laiklik için hukuksal değişiklikler yapmamasıdır. Bunun için Diyanet İşleri başkanlığı ve Zorunlu din eğitimleri kaldırılmalıdır. Din bütçesi olmaz. Her inanç kendini finanse etmelidir. Bunun için laiklik ilkesi uygulanmalıdır.

6- Türkiye’de inanç özgürlüğü sorunu nasıl aşılır? Alevi talepleri nasıl karşılanır?

Salman Vural: Kanada’daki çözümler nelerdir, bunlar Türkiye’de gündeme gelebilir mi? Salman Vural: Türkiye’de İnanç özgürlüğü tanınmadan aşılması oldukça zor bir süreçtir. Kanada’da tüm din ve inançlara eşit uzaklıkta duran devlet, inançlara karşı tarafsız ve saygılıdır. Herkes kendi inancına göre ibadetini yapar ve ibadetler devlet yada bir başka kurumların gözetiminde yürütülmez. İnançlar inanç özgürlüğü konusunda özgür olmalıdır. Devletin görevi din ve dindar yaratmak değil, dinlerin ve inançları kendi inançların özel ve sivil alanda özgürce yaşamasını sağlamaktır.