Alevilikte Cem

Aslında cem bir ibadet değil bir okul, bir sınav, bir mahkeme olarak görülebilir. Alevi inancının ve yaşamının minyatür bir örneğidir Cem. Çünkü her Alevi insan hayatının kutsallığına bağlı kalarak yaşamakla sorumlu olduğundan aslında yaşamın her anını ibadet olarak görür. Yapılan herhangi bir hata diğer dinlerin çoğunda olduğu gibi ölümden sonra yapılacak yargılamaya bırakılmadan, hayatta iken telafi edilmelidir. Af veya rıza Haktan önce gönlü kırılmış veya hakkı çiğnenmiş canlardan dilenir. Vicdan her Alevi için en büyük mahkeme olarak kabul edilir. Cemde asıl amaç toplumsal sorunları çözmek, Alevi kültürünü bilenlere hatırlatmak, bilmeyen genç kuşaklara konuyu öğretmek, bu öğretiye ters düşecek şekilde yaşayanları toplum huzurunda sorgulamaktır. Ceme kadın-erkek, yaşlı-genç ayrımı yapılmaksızın herkes katılabilir. Dedenin yönetiminde ve bağlama eşliğinde ciddi bir sohbet ortamı içinde ibadet yapılır. Toplumsal ilişkileri sağlamlaştırmak, kin ve düşmanlığı ortadan kaldırmak, ceme katılanları barışa kardeşliğe yöneltmek için yüz yüze, cemal cemale oturulur. Akıllarda kalması için gönül temizliği, saygı, gerçekler konusunda uyanma, ortak ve eşit paylaşım, düzen gibi Alevilikteki en önemli unsurlar 12 hizmet sahipleri tarfından sembolik olarak büyük bir titizlik içinde yerine getirilir. Bu işlevlerin çoğunda ceme katılan canlarında katılımı sağlanır.

Duvara değil cemale, “Didar-i pak” olarak ifade edilen temiz insan yüzüne bakmak, varlıkların en kutsalı kabul edilen insanları ve bu vasıta ile kendini tanımak, yaradılışın ve hayatın anlamını kavramak insanı kutsal görmek Alevilerde ibadetin esasını oluşturur. Bu anlayışla Aleviler; Secde ademedir“, “Hakk ademdedir fikrinden hareketle insanı ve insan sevgisini dinin esası haline getirmişlerdir.

Alevi-Bektasi düşüncesinin ibadet yorumu hakkında Edip Harabi şöyle der:

Zühd-ü riya ile olan ibadet
Hatadır Hz. Settar’a karşı
Böyle namaz ile olamaz ümmet
Hiç kimse Ahmet-i Muhtar’a karşı 

Tarikatsiz mü’min olamaz kimse
Nur’u nübüvvetle dolamaz kimse
Hakk’ı, Peygamber’i bulamaz kimse
Yatıp kalkmak ile duvara karşı
 

Allah gözlerine çekmis bir perde
Yok dersin Allah’i gökde ve yerde
Gösterelim gelde gör Hakk’i nerde
Secde eyleyesin Didar’a karşı

Cem başlamadan cemi yöneten dede veya baba orada bulunan tüm canların içinde birbirine dargın veya birbirleri ile sorunu olan olup olmadığını sorar. Dargınlar sorunlarına bir çare bulunarak barıştırılır. Herhangi bir sebepten aralarında anlaşmazlık bulunanların anlaşmaları sağlanır. Cemin yapılabilmesi için bu şarttır. Çünkü Cem bir sevgi ortamıdır. Kişisel ve toplumsal barış sağlanmadan temeli insan sevgisi olan bir ibadetin göstermelik olarak yapılmasının anlamı yoktur. Ancak bundan sonra 12 hizmetli Cemi başlatmak üzere sırayla ortaya gelir.

Meydan kötülüklerden ayındırılır, gönül abdesti alınır, dede varsa nasihatlarını ve şikayetlerini topluma açıklar, deyişler okunur, semahlar dönülür, canların getirdiği lokmalar, eşit olarak paylaştırılıp herkesin rızanın alındığı dede tarafından onaylandıktan sonra yenir. Tüm hizmetler yerine getirildikten sonra gülbengler okunur, cem dede tarafından mühürlenir yani bitirilir. Bu aşamadan sonra isteyen oradan ayrılır, isteyen yapılacak sohbetler için kalır. Gerçekleşmesi umut edilen, ceme katılan canların toplumsal problemlerini halletmiş, kendi değerlerinin, çevresindekilerin kutsallığının, hayatın manasının farkına varmış olarak huzur içinde evlerine dönmesidir.

 

Cemde 12 Hizmet